TUR PROGRAMI:
- İSTANBUL-STRASBOURG
- STRASBOURG-COLMAR
- COLMAR-AMALFİ(NAPOLİ)
- AMALFİ-NAPOLİ
- NAPOLİ-ROMA
- ROMA-VENEDİK
- VENEDİK-İSTANBUL
1.GÜN:STRASBOURG (06/07/2019 HOTEL MAİSON ROUGE)
(Mulhouse,Eguisheim,Riguewihr,Ribeauville,Strasbourg)1.GÜN:İstanbul hava alanından (yeni havalimanı)ilk uçuşla Mulhouse hava alanına 3saat 10 dakikalık uçuşla ulaşıyoruz.
Hedefimiz Fransanın şarap bağları şarap evleri ve yüzyıllık binaları ile korunmuş artık turistik olmuş kasabaları köyleri olan ALSACE vadisi.Alsace yukarı ren nehrinin batı kıyısı boyunca uzanıyor.Bu rotada herköy birbirinden güzel özellikle beyaz şarapları ile meşhur. Bu köylerin bazıları popülarite olarak ön plana çıkıyor; bizim de rotamız Mulhousedan başlayıp bu köylere uğrayıp, ilk gün Starsbourg’a kadar çıkmak.Araç kiralamak şart.Yoğun dönemlerde önceden araç rezervasyonu yaptırmakta fayda var. Biz de öncesinde araç rezervasyonunu internet üzerinden yaptırıyoruz. Mulhouse havaalanı Fransa Almanya ve İsviçre nin ortak kullandığı bir hava alanı schengen vizesi olduğu için sorun yok. Tek gümrükten çıkıp istediğiniz ülkeye girebiliyorsunuz Biz Fransa ya geçeceğimiz için Fransa çıkışına gelip rent a car firmamızı bulduk. Ancak (mutlaka rezervasyon çıktınızı internetten alınız)bizim rezervasyon aynı şirket den ancak İsviçre üzerinden yapılmış,tabii ki bunu rezervasyon yaparken biz bilemedik siz dikkat edebilirsiniz.Gerçi hiç sorun çıkmadı, İsviçre tarafına geçip aracımızı hemen aldık.Polo tercih etmiştik,bize renoclio verdiler harika çalışan navigasyonu olduğunu da 5 saat sonra farkettikkonsol üstü gösterge paneli vardı. Bizim araç İsviçre plakalıydı.
İlk önce otobana çıkıp Fransa ya girdik; sonra otobandan,Colmartabelasından çıkıp nehir ve otobanın paralelinde takip eden tali yola girdik. Kasabalar bu yol üstünde…İlk hedefimiz en meşhurlarından biri olan Eguisheim kasabası. Önce kendi navigasyonumuzu (telefondan maps me) kullandık. Kasabanın merkezinde restorantlar, şarap tadım evleri var. Zaten yürüyerek çabucak dolaşılıyor.Burada yemek yiyip şarap içtik.Birkaç çeşit kadeh şarap alıp denedik.Sadece tanıtım için şarap tadım evleride var.
Bu kasabadan çıkınca araç navigasyonunu bir sonraki Riguewihr kasabasına gitmeye planladık.aten bütün kasabaların isimleri okla gösteriliyor genelde hepsi aynı yol üzerinden ayrılıyor ve birbirine çok yakın artık sizin isteğinize kalmış bu kasabaları dilediğiniz gibi seçebilirsiniz.Riguewihr kasabasında gezi trenine bindik.Kasabanın içini gezip kasabanın üstündeki bağları dolaştık. Burada da şarapları tattık.
Bir sonraki rotamız hemen yakındaki gene çok popüler olan Ribeauville kasabası. Zaten kuzeye Strasbourg a dğgru çıkıyoruz. Her kasabanın girişinde park edecek bir yer oluyor. Çünkü kasabaların içine araç girmiyor.Burada da elbette şaraplarımızı tadıyoruz.
Sonrasında artık Strasbourga doğru yola koyuluyoruz. Otelin adresini navigasyona kuruyoruz.Otele 500 m kala bir otopark bulup daha ilerde bulamayız diye katlı kapalı otoparka park ediyoruz.Bavullarımızı alıp 500 m yürüyerek oteli buluyoruz. Odaya yerleştikten sonra etrafı dolaşmak için hemen çıkıyoruz.Otelimiz gene çok güzel yerde hemen yanında GalariesLafayette var.Klebersguare(kileber meydanı)hemen köşemizde ve petitfrance 100m mesafede.Petitefrancearnavut kaldırımlı sokakları, kanalları, barajı, yarı ahşap evleri ile canlı turistik bir merkez.Restorant, kafeleri ve müzikleri ile gece hayatıda canlı.Otelden çıkınca araçta bir şey unuttuğumuzu fark edip önce otoparka gidiyoruz.İyikide gitmişiz daha önce fark etmediğimiz otopark girişindeki yazıyı fark ediyoruz.Avrupada genelde tarihleri ve saatleri tersten yazıyorlar. Dikkatli tercüme edince anlıyoruz ki otopark c.tesi 21.00 den pazar akşamı 19.00 a kadar kapalı ve bingo ertesi gün pazar ve bizim aracı alıp yeni rotaya gitmemiz gerekiyor.Hemen otomata ödeme yapıp aracımızı alıyor ve hemen yanındaki 7/24 açık olan otoparka aracımızı park ediyoruz.Park ederken saatlere dikkat etmenizi öneririm (çünkü otopark demir parmaklıklarla kapanıyor). Sonrasında önce otelin tam karşısındaki kafede güzel bir tost yiyip birşeyler içiyoruz. İstanbul dan gitme profesörle eşim sohbet ederken ben galeri lafayette dalıyorum. Hızlı bir mağaza gezmesinden sonra PettiteFrance a gidiyoruz. Fotoğraf çekip dolaşıyoruz.Şarap içip günü noktalıyoruz.Hala şarap içip rahatsız ve sarhoş olmamamız da ayrıca güzel oldu.İnsan kendini masal kitaplarında hissediyor.
Otelimize gidiyoruz.Otel ve oda çok güzel yataklar yumuşacık bembeyaz temiz ve yeni çarşaf havlular var.Lokasyonda mükemmeldi. Bu arada Avrupadaki otellerde genelde ya ilk gecenin parasını peşin alıyorlar kalanı çıkarken ödüyorsunuz yada belli bir depozito bedelini kartınızdan bloke ediyorlar çıkarken ya blokeyi kaldırıyorlar nadiren parayı çekmişlerse kartınıza geri iade ediyorlar.Bu da bir dip not olsun.
Ertesi sabah uyanınca Strasburg u gezmeye çıkıyoruz. Strasburg notredamekatedralini,Rohan sarayı nı görüyoruz.Meydanda folklorik dans gösterisine denk geliyoruz,biraz seyredip otele dönüp bagajlarımızı alıyoruz ve aracımıza gidiyoruz.Şimdi güneye geri gidicezve ilk durağımız Turckheim kasabası.Bir masal kasabasıda burada. Şarap tadım evine uğruyoruz. Kırmızı şarap inadımdan bende artık vaz geçip beyaz şarap içiyoruz çok güzel şaraplar var. Özellikle pinotblack veriesling i denemenizi öneririm. Biz en çok bunları sevdik.
2.GÜN:COLMAR(07/07/2019-08/07/2019 OTEL LE COLOMBİER SUİTS)
(Turckheim,Kaysersberg,Colmar)
2.GÜN:Ertesi sabah uyanınca Strasburg u gezmeye çıkıyoruz. Strasburg notredamekatedralini,Rohan sarayı nı görüyoruz.Meydanda folklorik dans gösterisine denk geliyoruz,biraz seyredip otele dönüp bagajlarımızı alıyoruz ve aracımıza gidiyoruz.Şimdi güneye geri gidicezve ilk durağımız Turckheim kasabası.Bir masal kasabasıda burada. Şarap tadım evine uğruyoruz. Kırmızı şarap inadımdan bende artık vaz geçip beyaz şarap içiyoruz çok güzel şaraplar var. Özellikle pinotblack veriesling i denemenizi öneririm. Biz en çok bunları sevdik.
Bir sonraki rotamızda Kaysersbergvar. Hemen navigasyonumuzu kurup yola çıkıyoruz. Çok da uzun gitmeden geliyoruz.Burada yemek molası veriyoruz ve ardından etkilenip bu sefer bira içiyoruz.
Sonrasında rotamız masal şehri COLMAR.Colmara gelince önce otelimizi buluyoruz. Otele yakın bir yerde uygun park bulup aracımızı bırakıyoruz.Otele gidince önünde park yeri olduğunu gördük ve ben orada bavullarla yer tutyum eşim hemen aracı alıp geldi; tam otelin önüne aracımızı da park ettik. Gene parkometre var.Odamıza yerleşip zaten tam merkezde olan kasabayı gezmeye başladık.Buradada kanallar ve üzerinde köprüler var.Buraya littlevenice deniyor burası kasabanın en hareketli ve turistik merkezi,otelin hemen yanından tekneyle kanalları gezmek üzere rezervasyon yaptırıp saati bekliyoruz.Hemen orada oturup şaraplarımızı yudumluyoruz. Yarım saat sonra tekneye binip kanal turu yapıyoruz. Binalar, binalardan sarkan renkli çiçekler,küçük köprüler harika bir görüntü.Tam da resim gibi.Nehirin üzerine yapılmış kafe verestorantlar var.Burasını mutlaka gelip gezmelisiniz biz gecesini yaşamak için kalmaya karar verdik.İyikide öyle yapmışız gece de binalara yansıtılan ışık oyunlarıyla başka masallara götürdü bizi. Akşam çok güzel fransız usulü biftek ve et haşlama yedik.Fransızların yemekleri bizim yemek zevkimize çok uygundu, hep keyifle yemek yedik tabii ki şarap her yemekte olmazsa olmazımızdı.
3.GÜN:(08/07/2019 Otel CentraleAmalfi) - (Napoli,amalfi)
3.GÜN:Otelde akşamından ertesi günkü uçağımız için çek-in yapmak istedik ancak resepsiyondaki kızın acemiliği yüzünden benim maillimide kitledi ve ilk defa bir seyahatte chek-in i beceremedik. Uçak Mulhousedan Napoli yeydi ve günde tek sefer tek firma easy-jet. Zaten ucuz uçuş yapıyor bileti mayısta almama rağmen cek-in yapamayıp havaalanında kontuardan uçuş kartlarımızı mecbur almamız gerekti. Aracı teslim edip havaalanı kontuarında 1 saate yakın uzunca bir kuyruk bekledikten sonra on-linecheck-in yapmadığımız için herkes yerleştikten sonra koltuk kalırsa uçabileceğimizi söyledi kontuar görevlisi.İngilizcem bir açıldı o panikle,bu açıga bilet satmakdı,daha geride uzun bir napoliamalfi gezi programımız var oteller araç kiralanmış falan, kontuarı 15 dakika meşgul ettim. İnternete ulaşamadık filan bileti mayıs da peşinen aldım filan dedim.Sonuçta gate(uçuş kapısında) de gidip beklemeye başladık.Eşim gate de duran personele durumu anlattı bu arada hemen başka bilet aradık ama uçuş yok trenler 13 saat filan neyse sonuçta acıdılarmı yoksa haklımı buldular bilmem bize bir en ön birde en arkada koltuk verip biniş kartlarımızı verdiler; yerin hiç önemi yoktu o anda. Benki koltuk beğenmem filan.Bu bize büyük stres yaşattı. Uçuş boyunca uyudum.Tekerlekler alana inince ancak uyanabildim.Aslında rainair ve easy jet çıplak ve ucuz bilet satıyor. Biz sadece standartlara uygun adam başı 1 kabin içi bagajla seyahat etmeye alıştık, bu bilet parasının içinde. Bundan başka geniş ve büyük bayan çantası bile alamazsınız.Biz parasından ziyade çok lokasyon gittiğimiz için hem bagaj ver bagaj bekle olmasın diye hem de şehir merkezine elinde çekerek her türlü araçla ulaşabilmek için çok rahat ettik.Özellikle yaz ayı zaten çokda bavul dolduracak kalın eşyalarınız olmuyor.Bu nedenle bu tür firmalarla uçuyorsanız size gönderdikleri mesajlarla uçuştan önce 6 veya 8 dolara koltuklarınızıda satın almanızda fayda var. Eğer bagajınız olacaksa ilk bileti alırken bagaj da seçebiliyorsunuz bedelini ekliyor ve ödemenizi ona göre yapıyorsunuz.
Sonuçta Napoliye ulaştık. Napoli için trafiği karmaşık ve kurallara uyulmuyor diye söylemişlerdi.Gerçektende öyle ama İstanbulda araç kullanıyorsanız hiç sorun degil.Amalfi sahillerini gezmek için küçük bir araç rezervasyonu yaptık. Yol dar ve çok virajlı burada biraz ustalık istiyor. Havaalanından rezervasyon yaptırdığımız firmayı bulduk.Uzun ve karman çorman bir kuyruk var.İtalyanlar kendileride araç kiralamaya gelmişler bizden bir farkları yok zaten. Araya kaynak olmaya çalışıyorlar. Diğer Avrupa ülkelerinden gelen turistler ise sabırla bekliyor servis veren 2 kişi var; internetleri ağır çalışıyor bir işlem en az yarım saat sürüyor.Ama biz Türk olduğumuz için kimseyi kaynak yaptırmayıp bir savaşla aracımıza kavuşuyoruz.Mutlaka araç için tam sigorta isteyin.
Aracımızı alıp otobandan gitmek için navigasyonuAmalfi’ye kuruyoruz.61km yolu biraz da yol levhalarını takip ederek tamamlıyoruz; çünkü İtalya’nın genelinde navigasyon çekmiyor.Amalfi’ye gelince akşam üstü sahildeki minik otoparka aracımızı park ediyor ve otelimizi buluyoruz. Otel resepsiyonundan öğreniyoruz ki park ettiğimiz yer uzun süreli park için uygun değilmiş.Parkometreye2 saatlik ödeme yaptığımız için önce hemen otelin karşısında yemek yiyoruz.Biraz dinleniyoruz. Sonra aracımızı geldiğimiz yönde 200 m kadar gerideki kapalı otoparka park ediyoruz. Otopark içinden tünel yapmışlar tünelden yürüyerek tam amalfinin çarşısına inebiliyorsunuz.Biraz sahilde ve amalfi çarşısı içinde dolaşıyoruz.
4.GÜN:Otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra,önce hemen caddenin karşısındaki sahilden denize giriyoruz.Sonrasında otele dönüp duş alıyoruz ve zaten kabin içi olan ufak çek çek valizlerimizi alıp tünelden aracımıza ulaşıyoruz.Ravello ya doğru sahili takip ederek yola çıkıyoruz yol dar virajlı ve dağlara tırmanıp aşağı iniyor. Manzara müthiş güzel.Türkiye’de ki kaş kalkan yolu gibi.Ama iki araç yan yana zor geçiyor. Bu nedenle birçok yerde uçurum tarafa 60cm yükseklikte duvar yapmışlar, görüntüyü kesmiş ama emniyet için iyi olmuş. Aralarda seyir terası için minik taraçalar bırakmışlar; durup manzara seyredip fotoğraf çekebiliyorsunuz.Nasılsa acelemiz yok.Bazı yerlerde yol o kadar dar ki sinyalizasyonla yolu tek yöne verip diğer tarafı 5 dakika yada daha fazla bekletebiliyor.Bu lokasyonunda özelliği bu.Her şeye rağmen yol çok keyifli.Biz ilk olarak turistik olan ravello ya ulaşıyoruz.Aracımızı girişteki otoparka bıraktık.Ravellosahilden yüksek rakımda bir yerleşke, minik bir kilisesi var.Kilise de mum yakıp adak adadım. Önünde kafeler var hediyelik eşya satan dükkanlarve tabii ki kuşbakışı güzel manzara.Burada bir şeyler içtik.Bu yörenin limonları meşhur. Limoncello da içebilirsiniz.Limoncello ya limon likörü de diyebiliriz.Benim herzaman tercihim taze sıkılmış portakal suyu.
Sonrasında yine bir başka turistik lokasyon olan Positano ya doğru sahilden yolu takip ediyoruz.(Ravello için biraz geri gitmiştik tekrar Amalfi sahilinden geçip Positano ya devam ediyoruz). Positano ya giderken yolkörfez boyunca dağın yamaçlarına kurulmuş küçük renkli kasabalar ve deniz manzarası sunuyor.Dar yollar zaman zaman tüneller eşliğinde Positano’ya ulaşıyoruz.Positanokasabanın merkezi sahil kenarında (Positano kasabasına ana caddeden tek yön giriş vermişler).Kasabanın içinde dolaşıp ana caddeye tek yön çıkıyorsunuz biz Amalfi’den geldiğimiz için geriye çıkmış olduk). Burada bir otoparka aracımızı bırakıyoruz. Araçtan inince bizim bodrum tarzı bir çarşının içinde buluyoruz kendimizi, kalabalık içinde sahile doğru iniyoruz. Bazı yerlerde iki kademeyi bağlayan merdivenlerde var.Sahil çok güzel ve plajlar var.İsterseniz denize girebilirsiniz. Burada deniz mahsulleri spaghetti yedik, eşim pizza istedi çok güzeldi.Napoli pizzaları ile meşhur; İtalya içinde en güzel pizzaların napoli de oldugu söyleniyor. Şaraplarımızı da içtik. Sonrasında Sorrento yönünde yola devam ettik. Bizim rotamızda Sorrento yok. Çünkü Sorrento daha çok feribotların yanaştığı daha büyük bir liman kasabası oysa biz küçük kasabaları gezdik.Bir nedeni de Napoliye gitmeden önce Pompeii antik kentinide görmek istememiz.Siz bu bölgeye daha geniş zaman ayırırsanız araç kiralamanızı tavsiye ederim.Mutlaka otoparkları kullanın hırsızlık ve kazaya karşı.Büyük otel yok zaten kasabalar eski hallerinde kalmış ama eski binaları restore edip otel yapmışlar.Bazı otellerin kendine ait yokuş yada merdivenle inilen koyları bile var. Otellerinizi booking.comdan seçebilirsiniz. Ancak İtalya’nın genelinde plajlar halka açık sadece şemsiye şezlong parası ödüyorsunuz.Biz birkaç lokasyonda sadece denize girip çıktık. Uzun uzun plaj keyfi yapmadık.
4.GÜN:NAPOLİ(09/07/2019-11/07/2019 A MisuraDuomoRooms & Apartment) - (positano, Ravello, (Pompeii Archaeological park),pompei antik kenti)
Sonrasında yine bir başka turistik lokasyon olan Positano ya doğru sahilden yolu takip ediyoruz.(Ravello için biraz geri gitmiştik tekrar Amalfi sahilinden geçip Positano ya devam ediyoruz). Positano ya giderken yolkörfez boyunca dağın yamaçlarına kurulmuş küçük renkli kasabalar ve deniz manzarası sunuyor.Dar yollar zaman zaman tüneller eşliğinde Positano’ya ulaşıyoruz.Positanokasabanın merkezi sahil kenarında (Positano kasabasına ana caddeden tek yön giriş vermişler).Kasabanın içinde dolaşıp ana caddeye tek yön çıkıyorsunuz biz Amalfi’den geldiğimiz için geriye çıkmış olduk). Burada bir otoparka aracımızı bırakıyoruz. Araçtan inince bizim bodrum tarzı bir çarşının içinde buluyoruz kendimizi, kalabalık içinde sahile doğru iniyoruz. Bazı yerlerde iki kademeyi bağlayan merdivenlerde var.Sahil çok güzel ve plajlar var.İsterseniz denize girebilirsiniz. Burada deniz mahsulleri spaghetti yedik, eşim pizza istedi çok güzeldi.Napoli pizzaları ile meşhur; İtalya içinde en güzel pizzaların napoli de oldugu söyleniyor. Şaraplarımızı da içtik. Sonrasında Sorrento yönünde yola devam ettik. Bizim rotamızda Sorrento yok. Çünkü Sorrento daha çok feribotların yanaştığı daha büyük bir liman kasabası oysa biz küçük kasabaları gezdik.Bir nedeni de Napoliye gitmeden önce Pompeii antik kentinide görmek istememiz.Siz bu bölgeye daha geniş zaman ayırırsanız araç kiralamanızı tavsiye ederim.Mutlaka otoparkları kullanın hırsızlık ve kazaya karşı.Büyük otel yok zaten kasabalar eski hallerinde kalmış ama eski binaları restore edip otel yapmışlar.Bazı otellerin kendine ait yokuş yada merdivenle inilen koyları bile var. Otellerinizi booking.comdan seçebilirsiniz. Ancak İtalya’nın genelinde plajlar halka açık sadece şemsiye şezlong parası ödüyorsunuz.Biz birkaç lokasyonda sadece denize girip çıktık. Uzun uzun plaj keyfi yapmadık.
Sonrasında Pompeii antik kentine yola çıkıyoruz.Navigasyon kuruyoruz,bir yerden sonra otobana çıkıp Pompeii ye varıyoruz. Aracımızı gene antik kentin girişindeki otopark alanına bırakıyoruz,giriş ücretli,biraz bizim efes antik kentine benziyor ama efes çok daha güzel, lavlar geldiğinde insanların hareket halindeyken taşlaştığı heykellerin çoğunu Napolideki nasyonal müzeye taşıdıklarını söylediler,sadece bir tek heykeli sergilemişler eski genel ev olan 3 sokak üzeri odalar var tavan ve duvarlarında kamasutra pozisyonlarını gösterir freksler var, onların da bir kısmı bozulmuş.İçeri girerken biletle beraber harita da veriyorlar.Hızlıca gezip turu tamamlıyoruz.Sonrasında Napoliye yola çıkıyoruz.
Biz Napolide şehir içinde hareketli bir noktada kalacağımız için, önce havaalanına gidip aracı bırakacağız. Aracı teslim ettikten sonra,(İtalya nın genelinde navigasyon güzel çalışmıyor,araç teslim yerini biraz zor buluyoruz.)bir taksiyle otelimize gidiyoruz.Otelimiz İstanbul daki Nişantaşı semti gibi güzel bir semtte bir apartman dairesinde, eve vardığımızda mal sahibine telf açıyoruz.Mal sahibi kameradan görüp dış kapıyı açtı telfna gönderdiği kodla daire kapısını açtık.Girişteki resepsiyon masasında bize ait dış kapının daire kapısının ve odamızın kapısını açacak elektronik kart anahtar vardı daire kapısını açınca bir mutfak karşınıza çıkıyor Bizim için hazırlanmış kek ve bisküviler vardı poşet çay,kahve,su tabakçatal bıçak var isterseniz evde yemek yapıp yiyebiliyorsunuz. Bir fırın mikrodalga ve buzdolabıda var.Aynı dairede 3 yatak odası,odalarda müstakil küvetli banyo tuvalet var.Odalar caddeye bakıyor ve oldukça geniş. Ama konakladığımız zaman boyunca başka bir müşteri ile karşılaşmadık. Bizim için hazırlanan atıştırmalıklardan çayla birlikte yedik. Biraz dinlenip akşama doğru otelden ayrıldık.Bu tür konaklamalarda iptal edebileceğiniz gün bitince paranın tamamını çekiyorlar parayı peşin ödemiş oluyorsunuz.Check-out yaparken anahtarları girişteki bankoya bırakmanız yeterli olacaktır.
Kaldığımız apartın hemen arka sokakları biraz İstanbul’u bilenler için Beyoğlu’nun arka sokakları gibi karmaşa,her çeşit insan çok da emniyetli gözükmüyor. Ama gene Türk olmaktan dolayı çok da yabancı değiliz bu manzaralara; bu sokaklarda sokak üstü barlar var insanlar sokak taburelerine oturmuş içiyor.Bourbonstreet i ararken kentin tarihi merkezi centostorico buranın kalbi piazza san domenicoMaggiore meydanı nı görüyoruz. Meydan da veba hastalığı yüzünden ölen Napolili insanlar anısına yapılmış san martino dikili taşı var.
Kaldığımız apartın hemen arka sokakları biraz İstanbul’u bilenler için Beyoğlu’nun arka sokakları gibi karmaşa,her çeşit insan çok da emniyetli gözükmüyor. Ama gene Türk olmaktan dolayı çok da yabancı değiliz bu manzaralara; bu sokaklarda sokak üstü barlar var insanlar sokak taburelerine oturmuş içiyor.Bourbonstreet i ararken kentin tarihi merkezi centostorico buranın kalbi piazza san domenicoMaggiore meydanı nı görüyoruz. Meydan da veba hastalığı yüzünden ölen Napolili insanlar anısına yapılmış san martino dikili taşı var.
Biz canlı caz yapan BOURBON STREET İ arıyoruz.Biz neworleansdaki gibi cadde olarak düşündük, ama gittiğimizde buranın bir tek mekanın adı olduğunu anladık ama bu bölgede güzel kafeler ,barlar vardı.Gerçi bu kadar hareketli bir yerde kimse bizi rahatsız etmedi, aksine maps me hiç çalışmadı googlemap kör topal çalışıyordu. Tek kelime ingilizce bilmeyen italyan yerli halkı bize yardımcı oldular.İnsanlar kıbrıs gibi sıcak iklimden dolayı kapıları ardına kadar açık evlerin içi gözüküyor öylece oturuyorlar, kapı önüne sandalye koyup oturmuşlar, adresi sorduğumuz Napolili bizi bira yada çay içmeye bile davet etti.Sıcak kanlı insanlar.Tabii ki alman yadafransızavrupa vatandaşı da bizim gibi sıcak yaklaşmaz diye düşünüyorum.Sonuçta sokaklara dalıp bir şeyler içip caz barıda buluyoruz ama orada kalmıyoruz o gün için canlı performanz yokmuş.Otele dönüp uyuyoruz.
Az birşey kuyrukda bekledikten sonra feribota binip 45 dakikalık bir yolculukla CAPRİ ye gidiyoruz.
Adaya inince önce ada etrafını dolaşan ve grottaazura (mavi mağara) da yüzme imkanı veren bot turu satın aldık.
5.GÜN:CAPRİ ADASI
5.GÜN:Ertesi gün daha İstanbul’dan aldığımız CAPRİ adası feribot biletlerimiz var.Yaz dönemi çok kalabalık olduğu için feribot biletlerini İstanbul dan internet sitesinden aldık onları biniş biletine çevirmemiz gerekiyor.Napolide2 farklı iskele var. Bizim seçtiğimiz firmanın hangisinden kalktığını mesaj atarak mal sahibine soruyoruz oda bize mail üzerinden harita gönderdi.Ertesi sabah erken kalktık.Vapur saatine yürüyerek limana ulaştık navigasyon zayıf olduğundan bu kez akşam otelde haritadan limanı nasıl gideceğimizi ögrendik.Vaktinden önce geldik ve internet biletini (gidiş /dönüş) bankodan normal bilet olarak aldık.Az birşey kuyrukda bekledikten sonra feribota binip 45 dakikalık bir yolculukla CAPRİ ye gidiyoruz.
Adaya inince önce ada etrafını dolaşan ve grottaazura (mavi mağara) da yüzme imkanı veren bot turu satın aldık.
2 saatlik gezi boyunca denizden adanın manzaralarını seyrettik, ama mavi mağara önünde tekneler sıraya giriyor ve içeri girmek için bekliyorlardı,burada çok vakit kaybettik. Bize göre hiç bir özelliği olmayan mağara da yüzmek için Capri adasını gezme zamanımızı kısıtladı.Çünkü dönüş biletlerimizin saati 18 gibiydi.Küçük mağara ağzından geçmek için küçük sandallar geliyor ve 6-8 kişilik grupları götürüyor ve yüzüp geri getiriyor.Tabiki bunun içinde ayrı bir ücret ödüyorsunuz.
Tekne turu bitince limandan hemen karşıdaki gişelerden finükiler için bilet alıyoruz.Kısa sürede Umberto meydanına yerli halkın tabiri ile Piazzetta ya ulaşılıyoruz. Buradaki terastan manzara harika önce bol bol fotoğraf çekiyoruz hemen tarasın yanında bir restorant var. Yemeği sonra yemek kararı ile meydana doğru yürüyoruz. Meydana çıkan küçük sokaklar ve sokaklarda dükkanlar var.Özellikle bir cadde varki birçok dünya markasının satış mağazaları var.Bir başka sokakta da çok güzel dondurması olan bir cafe var önünde kuyruk var biz de test ediyoruz gerçekten güzel. Zaten İtalyanca gelato dondurma demek ve genel olarak gelatolarİtalyanın her yerinde çok güzel.
Tekne turu bitince limandan hemen karşıdaki gişelerden finükiler için bilet alıyoruz.Kısa sürede Umberto meydanına yerli halkın tabiri ile Piazzetta ya ulaşılıyoruz. Buradaki terastan manzara harika önce bol bol fotoğraf çekiyoruz hemen tarasın yanında bir restorant var. Yemeği sonra yemek kararı ile meydana doğru yürüyoruz. Meydana çıkan küçük sokaklar ve sokaklarda dükkanlar var.Özellikle bir cadde varki birçok dünya markasının satış mağazaları var.Bir başka sokakta da çok güzel dondurması olan bir cafe var önünde kuyruk var biz de test ediyoruz gerçekten güzel. Zaten İtalyanca gelato dondurma demek ve genel olarak gelatolarİtalyanın her yerinde çok güzel.
Sonrasında Piazzetta ya geri yürüyoruz.Finiküler den inilen noktadan 50 metre kadar sağa doğru yürüyünce ana capriye gidilen üstü açık klasik yadajip benzeri araçlarda var. Bu da adada keyifli aktivasyonlardan biri, ancak biz bot turu yaptığımız ve vaktimiz az kaldığı için biraz da keyif yapmak istiyoruz, bir yerde oturup pizza ve bira yapıyoruz.Finikülerden inince biraz da sahil boyu yürüyoruz burada çok güzel hediyelik eşyalar alınabilecek küçük dükkanlar var bizde meşhur; camdan yapılmış ipe dizilmişminik kırmızı biberlerden alıyoruz.Bu bir nevi bizim nazarlıklar gibi kullanılıyormuş,yani nazardan kötülüklerden koruyormuş.Sahilde de restronlar ve cafeler var.Deniz mahsulleri de yiyebileceğiniz restorantlar var. Artık ayrılma vaktimiz geldi.Gene 45 dakikalık yolculukla Napoli limanına ulaşıyoruz. Bu arada araç kiralayan varsa adaya araçla gidemiyorsunuz.sadece yaşayanlar araçla gidebiliyormuş. Feribotta ama araçsız seyahat ediyorsunuz. Feribot hızlı olduğu için tercih ediliyor.
İnince limandan tekrar yürüyerek bu kezde otele dönmeden ana caddeyi takip ediyoruz. Ertesi gün gideceğimiz roma treninin kalktığı tren garına çıkıyoruz. Otele çok da uzak olmadığına yürüyerek gelebileceğimize karar veriyoruz.İtalya da hızlı trenler güzel çalışıyor garlar şehir merkezlerinde olduğu için buradan sonraki lokasyonlar için trenle seyahat planladık. Tren biletlerini İstanbul’dan internet üzerinden 2 ay önce aldık. Numara seçmedik sistem yönlendirmedi ama biletleri koltuk numaralı satın aldık.Sonrasında otele dönüp biraz dinlendik. Akşamında ise otele yakın taş fırında pizza yapan güzel bir restoranta gittik. Gerçekten pizza güzeldi.
6.GÜN:ROMA(11/07/2019-13/07/2019 Süit FontanaDiTrevi)
((FontanadiTrevi)trevi çeşmesi, (PiazzaDiSpagna) ispanyol merdivenleri,(colosseo)kolezyum, romaformu, palatinotepesi, vatikan, santangelo kalesi, (piazzaNavano)Navanomeydanı, azizpetrus Bazalikası, (piazzavenezia) venezia meydanı
6.GÜN:Ertesi sabah bavullarımızı alıp 500 metre kadar yürüyerek garabaldi tren garına ulaşıyoruz. Trenle yolculuğumuz 1 saat sürecek. Konforlu ve kısa bir yolculukla Roma ya ulaşıyoruz. Kaldığımız otel için navigasyon kuruyoruz yürüme mesafesinde ama navigasyon bizi dolaştırıyor. Kaldığımız apart daire tamda fontanaditrevinin 30 metre mesafesinde.Roma’ya daha önce de geldik.Tabii ki tarihi şehir merkezi hiç bozulmamış.Hemen dairemize yerleşip etrafı gezmeye çıkıyoruz. Daire booking’deki görselde olduğu gibi suit değil biraz bu konuda ısrarcı olunca suit farklı fiyat dediler, uğraşmadık çünkü lokasyon güzel zaten dışarıda gezilecek çok yer var ve biz yorgunuz sonrasında booking e şikayet olarak bildirdim.Aşk çeşmesi bizim bildiğimiz adıyla çook kalabalık, otele yakın olduğu için gece 1 de bile geldiğim oldu ama o saatte bile kalabalıktı.Otelde biraz dinlendikten sonra,önce ispanyol merdivenlerine gidiyoruz.Roma nın turist merkezlerinden biri. Aslında ispanyol konsolosluğunun önündeki merdivenler, ismi oradan geliyor.
Merdivenlerde artık oturmak yasaklanmış, merdivenlerden yukarı çıkıncatrinita tepesine (piazzatrinitadeimonti) ulaşıyorsunuz. Bu meydan da adını aldığı ikiz kulesi ile trinitadeiMonti kilisesi yer alıyor.
Merdivenlerden inince ispanyol meydanına ulaşıyorsunuz.Bu meydan da kayık şeklinde ve heykellerle süslü fontanadellaBarcaccia (çeşme) yer alıyor.Zaten romada her an karşınıza heykellerle süslü bir havuzlu çeşme çıkması çok mümkün.Biz Roma ya daha önce de geldik. Ancak İspanyol merdivenlerinin resimlerde gördüğümüz çiçeklerle süslü halini gene göremedik.Şehrin en ünlü alışveriş caddesi viacondotti de merdivenlerin hemen karşısında yer alıyor.Bence merdivenlerin iki yana ayrılıp taraçalar yaparak bitmesi mimari açıdan değişik ve güzel.Yukarıdan tarihi şehrin kuşbakışı görünüşü güzel.
Sonrasında yürüyerek colesium a gidiyoru. Colesiumbildiginiz gibi, devasa bir arena (amfitiyatro) diyebiliriz.Ve bir arkeolojik bir kalıntı.2 bin yaşında ki bu yapı dünyanın en çok turist çeken yerlerinden biri. Zamanında gladyatör dövüşleri yapılmış.Yer yer yıkılmış olsada hala azametli görüntüsü ve içindeki gladyatörlerin vehayvanların arenaya çıkış koridorları, gladyatör olarak dövüştürülen köleler ve suçlular için aşağı yukarı hareket eden kafesler olduğu bir mekanizmanın varlığı oldukça ilginç.
Gişe kuyruğu çok uzundu biz daha önce içini gördüğümüz için içine girmedik. Colesiumum hemen yanında Konstantin Zafer Takı var.
Zafer takının arka tarafında palatino tepesi antik kent kalıntıları açık hava müzesi var.Oradan veneziameydannınadogru yürüyoruz. Yol üzerinde Roma Formu antik kent var.
Sonrasında karşımızda venedik meydanı.Bu meydan da çok turistik.Bu meydandan oklarla bütün turistik noktalar gösterilmiş.
Venezia meydanına geldiğimizde bir yerde oturup bir şeyler yedik.Sonrasında meydanın tam karşısındaki alışveriş caddesini takip ederek trevi çeşmesinin yakındaki otelimize gidiyoruz. Biraz dinleniyoruz. Bugün çok yorulduk akşamında otelin hemen altında bir restorant da şarabımızla yemeğimizi yiyoruz. Gecesi ayrı güzel olan fontanaditreviyi görüntülüyoruz.
7.GÜN:ROMA
(piazzaRepubblica)Repubblicameydanı, vatikan, San Pietro Bazilikası, (aziz petrusbazalikası), santangelo kalesi
7.GÜN: Otelden çıkıp yürüyoruz.Alışveriş caddesinden yukarı doğru çıkıyoruz.Karşımızda piazzadellaRepubblica (republicameydanı) var.Meydanın ortasında heykellerle süslenmişNaiadi Çeşmesi var. Ama bizim gittiğimiz dönemde restorasyon çalışması nedeniyle perdelenmiş ve suyu akmıyordu.Buradan bir taksiye biniyoruz ve Vatikan şehrine gidiyoruz.
Vatikan şehri devletiRomada bulunan hiristiyanlıgınkatolik mezhebinin yönetim merkezi. San Pietro Meydanı yarım daire şeklinde çevrelenmiş ve devasa heykellerle süslenmiş binalardan oluşuyor.Bu binalardan biri San Pietro Bazilikası,(aziz petrusbazalikası,dünyanın en büyük katolik kiliselerinden biridir.)kilisenin hemen yanında Sistine Şapeli var. Kilisenin üst katına 10€ vererek asansörle çıkıp kiliseyi yukardan görüp ve tavan frekslerini yakından görebiliyorsunuz,ancak üst kata çıkmak istemez iseniz kilise ye hiçbir ücret ödemeden girebilirsiniz.Girişte polis kontrol noktalarından çanta kontrolü ile geçebiliyorsunuz.Ancak kısa şort askılı t-şört yasak hafiften örtülü olmanız gerekiyor.
Kiliseye giden yada dönerken kullanacağınız cadde üzerinde iki karşılıklı daha çok kilise ve vatikanla ilgili hediyelik eşya satan dükkanlar ve bir şeyler yiyip içebileceğiniz kafeler restorantlar var.Caddenin sonunda sola doğru dönünce hemen yan tarafta CastelSant Angelo i(kutsal melek kalesi) var.Hemen karşısında çok güzel heykellerle süslenmiş bir köprü var.Biz bu köprüden karşıya yürüdük ve köprünün hemen ayağında derenin kenarında inip kafede birşeyler içip dinlendik. Buradan Panteon a doğru yürüyoruz,ama biz navigasyonunazizligğine uğruyoruz panteon u geçip gitmişiz geri de dönmedik. Siz atlamayın lütfen.Aslında kaleye de oldukça yakın.
Vatikan şehri devletiRomada bulunan hiristiyanlıgınkatolik mezhebinin yönetim merkezi. San Pietro Meydanı yarım daire şeklinde çevrelenmiş ve devasa heykellerle süslenmiş binalardan oluşuyor.Bu binalardan biri San Pietro Bazilikası,(aziz petrusbazalikası,dünyanın en büyük katolik kiliselerinden biridir.)kilisenin hemen yanında Sistine Şapeli var. Kilisenin üst katına 10€ vererek asansörle çıkıp kiliseyi yukardan görüp ve tavan frekslerini yakından görebiliyorsunuz,ancak üst kata çıkmak istemez iseniz kilise ye hiçbir ücret ödemeden girebilirsiniz.Girişte polis kontrol noktalarından çanta kontrolü ile geçebiliyorsunuz.Ancak kısa şort askılı t-şört yasak hafiften örtülü olmanız gerekiyor.
Kiliseye giden yada dönerken kullanacağınız cadde üzerinde iki karşılıklı daha çok kilise ve vatikanla ilgili hediyelik eşya satan dükkanlar ve bir şeyler yiyip içebileceğiniz kafeler restorantlar var.Caddenin sonunda sola doğru dönünce hemen yan tarafta CastelSant Angelo i(kutsal melek kalesi) var.Hemen karşısında çok güzel heykellerle süslenmiş bir köprü var.Biz bu köprüden karşıya yürüdük ve köprünün hemen ayağında derenin kenarında inip kafede birşeyler içip dinlendik. Buradan Panteon a doğru yürüyoruz,ama biz navigasyonunazizligğine uğruyoruz panteon u geçip gitmişiz geri de dönmedik. Siz atlamayın lütfen.Aslında kaleye de oldukça yakın.
Otele doğru geri yürüyoruz.Venezia meydanına ulaşınca etraftaki restorantlardan birinde oturup birşeyler yiyor dinleniyoruz.Sonrasında otelimize dönüp dinleniyoruz.Akşamında gene etrafta otelimize yakın dolaşıp,Mahsengibi bir yerde keyifli akşam yemeğimizi yiyoruz.Biz fontanatrevinin hemen yanında kaldığımız için burada herşey çok pahalı turist fiyatı çekiyorlar siz tercih etmeye bilirsiniz ama çok lokasyonlu yapılan bu tip gezilerde bazen yorgunluk ağır basıp bu bedeli ödemeye razı olabiliyorsunuz.Daha uzun kalışlarda yerel halkın yediği özel restorantlar araştırıp oralarda yemek elbette daha uygun fiyata ve daha lezzetli olabilir.
San Marco Meydanı nda(Piazza San Marco);
San MarcoBazalikası,
Campanie Kulesi,(San Marco Çan Kulesi)
TorredellOrologion(saat kulesi),
Ducale(dükler sarayı) Sarayı gibi kentin önemli simge binaları bulunuyor.
Ayrıca San Marcosütunun üzerinde Venedik in kurtarıcısı kabul edilen aslan heykeli ve San Teodorosütunu üzerinde bizans kraliçesi Thedoranın heykeli olan sütünlar Venedik in girişini simgeliyor.
Meydandan ara sokaklara dalıp daracık sokaklarda geziyor minik köprülerle kanalların üzerinden geçiyoruz. San Marco meydanının denize açılan sütunların hemen yan tarafından kalkan ve kanal turu yapan Gondollardan birine ufak pazarlık yapıp biniyoruz.Aslında oldukça pahalı biz daha önce geldiğimizde bindik bunudaesgeçelim dedik ama bu ritüeli atlamak içimize sinmedi ve kendimizi gondolda bulduk.
8.GÜN:(VENECİA)(VENEDİK(13/07/2019-14/07/2019 OTEL BACHER)
(San marcomeydanı.SanMarcobazalikası,Rialto Köprüsü,Büyük kanal)
8.GÜN: Bugün trenle venedik(venecia)e gidiyoruz.Otelden ayrılıp önce yürüyüş mesafesinde gara gitmek istiyoruz ama sonrasında bir taksiye binip gara gidiyoruz.Roma merkez istasyonu içinde özellikle deri ayakkabı çanta ve diğer ürünleri satan mağazaların olduğu büyük bir gar.Romadanhızlı trenle venedik Santa Lucia Railway Stationa yolculuk 3 saat 50 dakika kadar sürüyor. Tren yolculuğunun son yarım saati deniz üzerinde devam ediyor ,bu çok keyifli görüntü veriyor. Santa Lucia tren istasyonunda indikten sonra bilet satın alıp San Marco meydanına giden vaporettolara biniliyor.Bu yolculukda keyifli ve venedik kanallarında dolaşarak gidiyor. Bir kaç durakta durduktan sonra biz San Marcovaporetto iskelesinde iniyoruz.Otelimiz kanal kenarında,köprülerden birinin hemen yanında butik ve şık bir otel.Kısa süre dinlenip önce San Marco meydanına gidiyoruz.San Marco Meydanı nda(Piazza San Marco);
San MarcoBazalikası,
Campanie Kulesi,(San Marco Çan Kulesi)
TorredellOrologion(saat kulesi),
Ducale(dükler sarayı) Sarayı gibi kentin önemli simge binaları bulunuyor.
Ayrıca San Marcosütunun üzerinde Venedik in kurtarıcısı kabul edilen aslan heykeli ve San Teodorosütunu üzerinde bizans kraliçesi Thedoranın heykeli olan sütünlar Venedik in girişini simgeliyor.
Meydandan ara sokaklara dalıp daracık sokaklarda geziyor minik köprülerle kanalların üzerinden geçiyoruz. San Marco meydanının denize açılan sütunların hemen yan tarafından kalkan ve kanal turu yapan Gondollardan birine ufak pazarlık yapıp biniyoruz.Aslında oldukça pahalı biz daha önce geldiğimizde bindik bunudaesgeçelim dedik ama bu ritüeli atlamak içimize sinmedi ve kendimizi gondolda bulduk.
Bu keyifli gezilerin ardından,otelimize gidiyoruz ve resepsiyondan taze İstakoz yiyebileceğimiz bir restorant öğreniyoruz.RestorantRialto köprüsüne yakın. Görülmesi gereken bir başka lokasyonda Rialto köprüsü; buköprü marco meydanının, büyük kanalın girişi sayılabilir.Köprü üstünde hediyelik eşya satan minik dükkanlar var. Köprünün heriki tarafında restorant,cafeler var.Kanalın hemen yanında oturup yemek yemek çok keyifli.
Bizim gittiğimiz restorant kanalın hemen sıfırında değildi güzel yemeğimizi yedik. Dönerken yol üzerinde özellikle İtalyanların güzel dondurmalarından da yedik.Süpriz yağmur başladı,ama uzun sürmedi. San Marco meydanına döndüğümüzde gece hali bir başka güzeldi ve canlı orkestra ile müzik tınıları vardı.Bizde bir yerde oturup aperatif birşeyler canlı müzikle içip geceyi noktaladık.
Bizim gittiğimiz restorant kanalın hemen sıfırında değildi güzel yemeğimizi yedik. Dönerken yol üzerinde özellikle İtalyanların güzel dondurmalarından da yedik.Süpriz yağmur başladı,ama uzun sürmedi. San Marco meydanına döndüğümüzde gece hali bir başka güzeldi ve canlı orkestra ile müzik tınıları vardı.Bizde bir yerde oturup aperatif birşeyler canlı müzikle içip geceyi noktaladık.